Mehdi Eker'den Alem FM'e samimi açıklamalar...

Alem FM’in genç ve başarılı programcısı Adem Metan, Türk siyasi yaşamının son yıllardaki önemli isimlerinden olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker’i konuk etti.

Mehdi Eker'den Alem FM'e samimi açıklamalar...

Eker, dinleyicilerin sosyal medya üzerinden yönelttiği sorulara cevap verirken , Metan da her zaman olduğu gibi ilginç konulara değinerek programa heyecan ve canlılık kattı.

“4 KAPILI 4 HÜZÜNLÜ ŞEHİRDE BÜYÜDÜM”

Diyarbakır’ın eski beldesinde Dicle Nehri’nin kıyısında kerpiç evde dünyaya geldiğini ve mütevazı şartlarda büyüdüğünü anlatan Eker, eğitimini de doğduğu beldede yaptığını anlattı. 4 kapılı 4 hüzünlü bir şehir, diye tanımladığı Diyarbakır’da eğitimine devam ettiğini kaydeden Eker daha sonra üniversite eğitimi için Ankara’ya geldiğini kaydetti. 1956 yılından bu yana zorluklarla baş etmeye çalıştığını da belirten Eker, “Eğer bir mücadele söz konusu ise o gücü azmi Allah (c.c.) veriyor. Külli ve cüzi irade var. Biz cüzi irade olarak çabayı Allah’ın (c.c) sayesinde ortaya koyuyoruz.” dedi.

“TEK VE ÇİFT MOTORLU UÇAK KULLANABİLİYORUM”

Metan’ın “Çocukluğunuzda bugünleri hayal ediyor muydunuz?”, şeklindeki sorusu üzerine Eker, “Dicle Nehri, çok sayıda medeniyeti emzirmiş ve beslemiştir. Suyuna toprağına ve bereketine vakıfım. Orada insan hayal kurar. Hele çocuksanız, Dicle insanın ruhuna, muhayilesine ve iç dünyasına güç katar. Ben de hayaller kuruyordum.” dedi. Çocukluğunda nice kadınların buğdayların ardından kendi çocuğunun rızkını düşünme sürecinde çok ağıtlar yaktığını gördüğünü anlatan Eker, geniş düzlüklerin insana geniş ufuklu düşünme imkanı verdiğini kaydetti. Eker Dicle Nehri kıyısında gezinirken iki şeyi hayal ettiğini de anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm insanlarla iletişim kurmak ve her yere ulaşabilmeyi hayal ediyordum. Uçabilmeyi istiyordum, bu benim için önemliydi. Sonra uçakların inip kalktığını görünce 1967’lerde ilkokulun yanında geniş bir düzlük, meydan vardı, uçaklar inip kalkıyordu. Bakanlık yaparken aynı zamanda ben de pilotluk eğitimi aldım, pilotaj konusunda master yaptım. Önce tek motorlu uçak eğitimi aldım, sonra da çift motorlu uçak kullanma eğitimi aldım, şimdi her ikisini de kullanabiliyorum.”

“RUHU ALMAK VEYA ÖMRÜ UZATMAK ALLAH’IN ‘C.C) TAKDİRİNDE”

Sabah sporu yaptıktan sonra programa katılan Eker, sağlıklı yaşamın önemine vurgu yaptı. Eker, Allah’ın (c.c.) takdir ettiği ömrü sağlıklı yaşamak gerektiğini söyledi. Bu yüzden spor yaptığını da ifade eden Eker, “Beden bize emanet ona iyi bakmalıyız. Ruhun sahibi Allah’tır. Ne zaman isterse almak veya uzatmak onun emrindedir.” dedi.

“DOĞDUĞUM YERDE KÜTÜPHANE YOKTU, RADYO SAYESİNDE KLASİKLERİN FARKINA VARDIM”

Eker, ‘Televizyon izlemeye fırsat buluyor musunuz?” diye sorulunca haberleri takip etmeye çalıştığını belirtti. Radyo dinlemeyi çok sevdiğinin altını çizen Eker, radyonun insana çok şeyler kazandırdığını ancak karşılığında az şey istediğini kaydetti. Çocukluğunda Dicle Nehri Kıyısı’nda bolca radyo dinlediğini de belirten Eker, TRT’nin mahalle radyosunu dinlediğini kaydetti. Radyo ve dergiler sayesinde edebiyatın meşhur klasiklerinin farkına vardığını söyledi. Eker, sözlerini şöyle sürdürdü: “

“Doğduğum yerde kütüphane yoktu. Radyo ve dergi sayesinde şehir ve edebiyat ile tanıştım. Batı klasikleri çocuğun ruh dünyasında merhamet kıvılcımı tutuşturuyor. Hayatla insanca bakmayı sağlayan, çocukluktaki zenginlik, temizlik ve saflığı işleyen bir tarafı var. Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği ile radyo sayesinde tanıştım. 1973’te ortaokul öğrencisiydim. Rahmetli Rıdvan Çonkur’u dinlemeyi severdim. Harika sesi vardı, güzel şiir okurdu. Yerli şairlerin şiirlerinden örnekler verirdi. Dicle Nehri kıyısında Amir Ateş’in segah şarkısını dinlemiş ve çok etkilenmiştim.”

“TÜRKÜLER HÜZÜN VE SEVİNÇLERİ ÇAĞLAYANA DÖNÜŞTÜRÜYOR”

Türkülerin de hüzün ve sevinçleri çağlayana dönüştürdüğünü de anlatan Eker, bu duyguların etki etmesinde radyonun büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. İnsanların radyo dinlerken başka işini yaptığını da anlatan Eker, “Radyo mütevazi bir iletişim aracı. İnsana çok güzel değerler katıyor. Karşılığında fazla bir talepte bulunmuyor. Radyoyu önemsiyorum,yaşamalı ve gelişmeli.

“DİYARBAKIR AVLULARINDA MÜTEVAZİLİK HAKİM”

Diyarbakır’daki evlerin avlularının ayrı bir değer ve güzellik olduğunu da vurgulayan Eker, zenginleri, fakirleri , güçlü ve güçsüzleri bir arada topladığına dikkat çekti. Avlulu evlerin müthiş bir zenginlik olduğunu da anlatan Eker, sözlerine şöyle devam etti: “Avlular, medeniyet ve güzelliktir, baskıcı dominant karakterli değildir. Kültürümüze ait olmayan kodlarla ve şifrelerle kurulan hayat sosyal sorunlara sebep oluyor ve sosyal barış bozuluyor. Avlu, mimari felsefesinde de çok önemlidir, insanların gök ve yerle ilişkisini büyütüyor. Avlularda Muhammedi güllerinin kokusu hissedilir, göğün sonsuz maviliğine şahit olunur. Size ait mahrem alan vardır. Varlık ve nimet varsa onu paylaşırsınız. Ancak kıskandırmazsınız.”

“BATI MOTİFLERİNDE MÜTEVAZİLİK YOK”

Günümüzde batıdan aktarılan kültürel motiflerin çok farklı olduğunu belirten Eker, kişisel gelişim kitaplarındaki anlatılan hayatların uygulamada komik kaçtığını savundu. Eker, “Bu kültürde mütevazılık yok. Oysa bizim kültürümüzde mütevazı olanı, Rahmeti Rahman büyütüyor. Tohum toprağa düşmeden berekete mazhar olmaz. İllaki tohum toprağa düşüp eğilmeli.” şeklinde konuştu. 

“SİYASETÇİ HALKIN ÜRÜNÜDÜR”

Halkın siyasetçiden talepte bulunması ve yakınlık göstermesi ile ilgili bir soruya; Eker, “Halkımız siyasetçiyi kendisine yakın buluyor, çünkü siyasetçiyi o var o ediyor, siyasetçi, onun emeği ürünü ve ifadesidir. Bu yüzden nazı geçiyor, siyasetçiyi yakın bulduğu için onunla yakınlık kurmak ve konuşmak, derdini anlatmak ister.” dedi.

“SEZAİ KARAKOÇ’U ÇOK SEVİYORUM”

Şiire olan tutkusu da iyi bilinen Eker, özellikle ünlü şair Sezai Karakoç’un şiirlerini severek okuduğunu belirtti. Karakoç’un medeniyetimizin yaşayan zirve mütefekkiri olduğunu kaydeden Eker, “O, İslam medeniyetinin şairidir. Hala yaşıyor. Kendisini hürmetle ve saygıyla anıyorum.” dedi. Medeniyetin bir tek gülden ibaret olmadığını da belirten Eker, çok sayıda değerin de var olduğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Onlar bizi besledi. Şiir, edebiyat medeniyetin güçlenmesi için çok gerekli. Edebiyat olmadan medeniyet olmaz.” diye konuştu. Eker, programın sonunda Sezai Karakoç’un Dört Mevsim adlı şiirinden bir dörtlük okudu. 

Kafa Açan Uzman

Kafa Açan Uzman

Hafta içi her gün
07:00 - 09:00
Kafa Açan Uzman
Serdar Trafikte

Serdar Trafikte

Hafta içi her gün
16:00 - 18:00
Serdar Trafikte